TCMB Başkanı Karahan: ''Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sürecek''

TCMB Başkanı Fatih Karahan, ''Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sürecek. Fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme ve...

TCMB Başkanı Karahan: ''Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sürecek''
10 Mayıs 2025 - 15:45 - Güncelleme: 10 Mayıs 2025 - 15:45
TCMB Başkanı Fatih Karahan, ''Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sürecek. Fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. TCMB olarak dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak, enflasyonu belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz'' dedi.



Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı (TCMB) Fatih Karahan, Belirsizlik Çağında Finansal Dönüşüm" temasıyla bu yıl ilki düzenlene 'Boğaziçi Üniversitesi Finans Zirvesi 2025' programına katıldı. Zirvede para politikası, bankacılık, yatırım dinamikleri, finansal teknolojiler ve dijital dönüşüm gibi başlıklarda çok sayıda üst düzey isim bir araya geldi.

Zirvede konuşan TCMB Başkanı Karahan, 'Türkiye Ekonomisinde Para Politikası ev Enflasyon Görünümü' başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Karahan, ''Son dönemde özellikle küresel ticaret politikalarına ilişkin gelişmeler hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde belirsizlikleri artırdı. 2024 yılı Haziran ayından bu yana dezenflasyon süreci devam ediyor. Geldiğimiz noktada enflasyonun ana eğilimi geriledi. Hizmet enflasyonundaki düşüş belirginleşti. Mal enflasyonu da düşük seviyelerde seyrediyor. Uyguladığımız politikalar sonucunda talepte oluşan dengelenme enflasyondaki düşüşe katkı verdi. Enflasyon beklentileri gerileme eğilimine girdi. Mart ayında finansal piyasalarda yaşanan hareketlilik karşısında proaktif şekilde gerekli tedbirlerimi aldık. Önümüzdeki dönemde de para politikasında kararlı duruşumuzu sürdüreceğiz. Dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceğiz'' ifadelerini kullandı.

Küresel düzeyde artan belirsizliklerin tüm ülkeleri çeşitli ekonomik kanallar yoluyla etkilediğini söyleyen Karahan, ''Bu kanalların etkisi gelişmekte olan ülkelerde çok daha yoğun ve derin oluyor. Bu ülkelerin finansal ve reel kırılganlıkları bunun temel nedeni. Belirsizlik ortamı karar alma süreçlerini bozar, ekonomik büyümenin beklemeye geçmesine yol açarak yatırımların ertelenmesine ve tüketimin daralmasına neden olur. Küresel talepteki daralma özellikle ihracata dayalı ekonomilerde büyümeyi baskılar. Yatırımcılar daha güvenli limanlara yönelir, gelişmekte olan ülkelerin risk primleri artar dolayısıyla borçlanma maliyetleri yükselir'' diye konuştu.

Karahan, ''Gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankaları, küresel finansal döngülerin giderek daha belirsiz ve dalgalı hale geldiği bir ortamda, para politikası araçlarını çeşitlendirmeye yöneliyor. Özellikle, 2008-2009 Küresel Finansal Krizi sonrasında, birçok merkez bankası faiz oranlarını ayarlamakla kalmamış, aynı zamanda makroihtiyati politikaları sıkılaştırıcı yönde kullanarak finansal istikrarı desteklemiştir. Dolayısıyla, gelişmekte olan ülkelerde tek tip bir politika tepkisinden değil, ülkelere özgü koşullara uyarlanmış çok araçlı ve esnek politika bileşimlerinden söz etmek daha doğru olacaktır. Biz de diğer gelişmekte olan ülkeler gibi para politikası uygulamalarımızda temel aracımız olan politika faizini çeşitli makroihtiyati politikalarla güçlendiriyoruz'' şeklinde konuştu.

''Mevduata yönelik düzenlemeler ile TL mevduatın payını artırmayı ve KKM'yi kademeli olarak azaltmayı hedefliyoruz''

Sıkı parasal duruşu desteklemek üzere kullanılan araçları üç ana grupta sıralayan Karahan, ''Mevduata yönelik düzenlemeler ile TL mevduatın payını artırmayı ve KKM'yi kademeli olarak azaltmayı hedefliyoruz. Kredi büyümesine yönelik düzenlemeler ile kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçiyoruz. Üçüncü olarak da likiditeye ilişkin adımlarımız ile sistemdeki fazla Türk lirası likiditeyi yönetiyoruz. Finansal piyasaların etkin işleyişinin sürmesi amacıyla piyasa kuralları içinde tüm para politikası araçlarını, proaktif bir yaklaşımla, kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede, likidite koşullarını yakından izlemeyi ve likidite yönetimi araçlarını etkili şekilde kullanmayı sürdüreceğiz'' sözlerini ifade etti.

Türk lirası cinsi mevduatta artış olduğunu ifade eden Karahan, ''KKM bakiyesindeki azalış, finansal istikrar üzerinde risk oluşturmadan ve Türk lirası cinsi mevduatı önceleyerek sağlandı. Son 12 ayda vadesi dolan KKM hesaplarından dövize geçiş oranı, yüzde 14,5 seviyesinde gerçekleşti. Son dönemde görülen finansal oynaklıkların sistemdeki toplam TL payı üzerinde etkisi de sınırlı oldu. Nitekim Türk lirası mevduatın payı yüzde 58 ile tarihsel ortalamasına yakın bir seviyede ilerlerken, yatırım fonlarını da dahil ettiğimizde görünüm değişmemekte'' diye konuştu.

''14 Mart - 2 Mayıs tarihleri arasında oluşan döviz talebinin yüzde 70'i yurt dışı kaynaklı''

14 Mart - 2 Mayıs tarihleri arasında oluşan döviz talebinin yüzde 70'i yurt dışı kaynaklı olurken yurt içi talep sınırlı kaldı. Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçeve sayesinde mevduat faizlerinin seviyesi, TL'ye geçişi ve tasarrufları destekliyor. Mal talebine ilişkin göstergeler yurt içi talebin ılımlı seyretmekle birlikte bir miktar dirençli olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte gerek kullandığımız altı göstergenin ortalaması gerekse tahmin performansı görece iyi olan medyan enflasyona baktığımızda, bu göstergeler yıllıklandırılmış enflasyonun yüzde 30'un biraz üzerinde olduğunu ima ediyor. Bu da bize dezenflasyonun süreceğini gösteriyor'' ifadelerini kullandı.

Gıda fiyatlarına yıllık olarak bakıldığında düşüş eğimi görüldüğünü belirten Karahan, ''Yıllık olarak baktığımızda düşüş eğilimini sürdüren gıda fiyatları, mart ayında ramazan ayının da etkisiyle yükselmesinin ardından nisan ayında daha ılımlı bir artış kaydetti. Ancak, geçtiğimiz ay yurt genelinde gerçekleşen zirai don hadisesi önümüzdeki dönem için, başta meyve olmak üzere, işlenmemiş gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırdı. Tüketici fiyatları üzerindeki maliyet kaynaklı baskılar hafiflemekte. Bu durumun belirli sektörlerden kaynaklanmayıp genele yayılması bizim açımızdan önemli bir gelişme'' dedi.

''Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sürecek''

Sıkı para politikasının süreceğini de ifade eden Karahan, ''Enflasyon beklentileri dezenflasyon patikamızın üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bu görünüm para politikasındaki sıkı ve kararlı duruşumuzu korumayı gerekli kılıyor. Diğer taraftan, belirsizliklerin geçmiş döneme göre daha yüksek olduğunu da göz önünde bulundurarak ihtiyatlı ve sıkı bir para politikası duruşu sergiliyoruz. Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar da sürecek. Bir kez daha vurgulamak isterim ki, fiyat istikrarı; sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. TCMB olarak dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak; enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz'' açıklamasında bulundu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum