TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman: "DEM, üzerine düşen tarihsel sorumluluğunun farkındadır"
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, "Adım atma sırası DEM Parti'dedir. DEM, üzerine düşen tarihsel sorumluluğunun farkındadır" dedi.Meclis Dijital Mecralar...
29 Kasım 2024 - 20:00
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, "Adım atma sırası DEM Parti'dedir. DEM, üzerine düşen tarihsel sorumluluğunun farkındadır" dedi.
Meclis Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, dijital telif yasası ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmeye ilişkin açıklama yaptı. Dün TBMM'de toplanan Dijital Mecralar Komisyonu'nda Disney Plus ile yapılan görüşmeyi hatırlatan Yayman, "Çok verimli bir toplantı oldu. Önümüzdeki dönemde tekrar X platformunu davet ettik. X platformu gelecek. Yine diğer platformları davet ettik. Son günlerde dijital gündem çok yoğun, çok hareketli biliyorsunuz. Biz her zaman şunu söyledik, söylemeye devam ediyoruz; dijitalleşme ve sosyal medya meselesi bir ulusal güvenlik meselesidir. Ve meseleye bu pencereden bakmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Bazı ülkelerde sosyal medyaya girişin 16 yaş olması gerektiği yönünde bir takım düzenlemeler var"
Dünyada da sosyal medya platformlarının tartışıldığını hatırlatan Yayman, "Bazı ülkelerde sosyal medyaya girişin 16 yaş olması gerektiği yönünde bir takım düzenlemeler var. Yine başta ABD olmak üzere sosyal medya çok konuşuluyor, tartışılıyor. Oyun siteleri olmak üzere sanal kumar konusu milletimizin gündemidir, sokağın gündemidir. Vatandaşlarımızın bizi gördüklerinde 'Lütfen evlatlarımızı sanal kumardan ve dijital bağımlılıktan kurtarın' şeklinde bir yaklaşımları var. Geldiğimiz nokta itibarıyla sosyal medya maalesef yapıcı yönlerinden daha çok yıkıcı yönleriyle gündeme gelmeye devam ediyor. Biz bunu asla tasvip etmiyoruz" dedi.
"Bu sürecin adı terörsüz Türkiye, bin yıllık kardeşlik projesidir"
Devlet Bahçeli'nin "Öcalan" çağrısı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Cumhur İttifakı ile uyum içerisindeyiz" açıklamasını değerli bulduğunu ifade eden Yayman, "Bu sürecin adı yeni bir çözüm süreci değildir. Bu sürecin adı terörsüz Türkiye ve Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir 100 yıllık kardeşlik, bin yıllık kardeşlik projesidir. Selahattin Eyyubi'nin torunlarıyla Sultan Alparslan'ın torunlarını karşı karşıya getirmek isteyen, düşmanlaştırmak isteyen bir anlayışa karşı biz biriz ve beraberiz. Bu meseleyi gündelik siyasete kurban etmek isteyen bir takım yorumlar vardır. Eskilerin çok güzel bir tabiri vardır; fikir, hür yorum serbesttir. Yorumları herkes yapabilir. Bu mesele ne bir yeni anayasa yapma süreciyle ilişkilidir ne Cumhurbaşkanımızın bir kez daha aday olma süreciyle ilişkilidir. Çünkü zaten daha önce 2004 yılında 'Cumhurbaşkanımızın bir sorunu varsa bu Kürt sorunudur, benim meselemdir' şeklindeki yaklaşımını yaptığında Cumhurbaşkanlığı meselesi yoktu. 2009 yılında Polis Akademisi'nde başlayan demokratik açılım sürecinde yine Cumhurbaşkanımızın cumhurbaşkanlığı hesabı ve yaklaşımı bulunmamaktaydı" ifadelerini kullandı.
Bu yeni sürecin terörsüz Türkiye süreci olduğunu belirten Yayman, "Cumhuriyetimizin 100. yılında kardeşlik, birlik, beraberlik ve Türkiye'nin terörden arındırılması sürecidir. DEM Parti siyasetinin terörün vesayetinden, PKK vesayetinden kurtarılması sürecidir" dedi.
Bahçeli'nin "Öcalan" çağrısının ezberleri bozan, duvarları yıkan bir açıklama olduğunu aktaran Yayman, "Ömrünü Türk milliyetçiliğine adamış ve bütün siyasi hayatı boyunca PKK terör örgütüne karşı çıkmış bir liderin çıkıp, bu meselede inisiyatif alması çok tarihi önemdedir. Ezberleri bozmuştur ve bütün maskeleri indirmiştir. Herkesin gerçek pozisyonunu ulaştırmıştır. Bir taraftan Öcalan irademizdir diyen Kandil'e ve DEM Parti'ye hodri meydan demiştir. Ve bu noktada Cumhur İttifakı ve Türkiye'de siyaset kurumu olan demokrasiden yana taraf olan ve terörsüz bir siyaseti arzu edenlerin tavrı nettir. DEM Parti'nin PKK ile arasına mesafe koyması ve PKK terör örgütünün silah bırakarak gerçekten artık bu hevesinden vazgeçmesidir. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde biz bunu net olarak göreceğiz. Artık söz sırası, adım atma sırası DEM Parti'dedir. DEM, üzerine düşen tarihsel sorumluluğunun farkındadır. İnanıyoruz ki önümüzdeki günlerde çok daha olumlu haberlerle gündeme gelecektir" açıklamasında bulundu.
2013'deki çözüm süreci hakkında konuşan Yayman, "Öcalan 1999'da Türkiye'ye getirildiğinde 'Tarihsel rolümü oynamaya hazırım' demiştir. Bu tarihsel rolü oynamak için 2013'te çok önemli sözler söylemiştir. Ama o gün hem DEM Parti hem PKK terör örgütü bu tarihi fırsatı değerlendirememiştir, doğru okuma yapamamıştır. Mesele şudur; PKK terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin politikalarına karşı Amerika Birleşik Devletleri'nin politikalarını tercih etmiştir. 2013'te yaşanan süreç budur. PKK terör örgütüne 2013'te Amerika ve İsrail, Suriye'nin kuzeyinde devletçik kurma vaadiyle maalesef süreci sonlandırmışlardır" dedi.
"Devletin kurumları bu dönemde daha realist bir strateji yürütmek suretiyle bu sürecin başarı şansını arttıracaklardır"
Bundan sonraki adımın DEM Parti'de olduğunun altını çizen Yayman, "2013'teki gibi bu sürecin heba edilmemesi çok önemlidir. Ve ben inanıyorum ki devletin kurumları bu dönemde daha realist bir strateji yürütmek suretiyle bu sürecin başarı şansını arttıracaklardır" diye konuştu.
Meclis Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, dijital telif yasası ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmeye ilişkin açıklama yaptı. Dün TBMM'de toplanan Dijital Mecralar Komisyonu'nda Disney Plus ile yapılan görüşmeyi hatırlatan Yayman, "Çok verimli bir toplantı oldu. Önümüzdeki dönemde tekrar X platformunu davet ettik. X platformu gelecek. Yine diğer platformları davet ettik. Son günlerde dijital gündem çok yoğun, çok hareketli biliyorsunuz. Biz her zaman şunu söyledik, söylemeye devam ediyoruz; dijitalleşme ve sosyal medya meselesi bir ulusal güvenlik meselesidir. Ve meseleye bu pencereden bakmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Bazı ülkelerde sosyal medyaya girişin 16 yaş olması gerektiği yönünde bir takım düzenlemeler var"
Dünyada da sosyal medya platformlarının tartışıldığını hatırlatan Yayman, "Bazı ülkelerde sosyal medyaya girişin 16 yaş olması gerektiği yönünde bir takım düzenlemeler var. Yine başta ABD olmak üzere sosyal medya çok konuşuluyor, tartışılıyor. Oyun siteleri olmak üzere sanal kumar konusu milletimizin gündemidir, sokağın gündemidir. Vatandaşlarımızın bizi gördüklerinde 'Lütfen evlatlarımızı sanal kumardan ve dijital bağımlılıktan kurtarın' şeklinde bir yaklaşımları var. Geldiğimiz nokta itibarıyla sosyal medya maalesef yapıcı yönlerinden daha çok yıkıcı yönleriyle gündeme gelmeye devam ediyor. Biz bunu asla tasvip etmiyoruz" dedi.
"Bu sürecin adı terörsüz Türkiye, bin yıllık kardeşlik projesidir"
Devlet Bahçeli'nin "Öcalan" çağrısı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Cumhur İttifakı ile uyum içerisindeyiz" açıklamasını değerli bulduğunu ifade eden Yayman, "Bu sürecin adı yeni bir çözüm süreci değildir. Bu sürecin adı terörsüz Türkiye ve Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir 100 yıllık kardeşlik, bin yıllık kardeşlik projesidir. Selahattin Eyyubi'nin torunlarıyla Sultan Alparslan'ın torunlarını karşı karşıya getirmek isteyen, düşmanlaştırmak isteyen bir anlayışa karşı biz biriz ve beraberiz. Bu meseleyi gündelik siyasete kurban etmek isteyen bir takım yorumlar vardır. Eskilerin çok güzel bir tabiri vardır; fikir, hür yorum serbesttir. Yorumları herkes yapabilir. Bu mesele ne bir yeni anayasa yapma süreciyle ilişkilidir ne Cumhurbaşkanımızın bir kez daha aday olma süreciyle ilişkilidir. Çünkü zaten daha önce 2004 yılında 'Cumhurbaşkanımızın bir sorunu varsa bu Kürt sorunudur, benim meselemdir' şeklindeki yaklaşımını yaptığında Cumhurbaşkanlığı meselesi yoktu. 2009 yılında Polis Akademisi'nde başlayan demokratik açılım sürecinde yine Cumhurbaşkanımızın cumhurbaşkanlığı hesabı ve yaklaşımı bulunmamaktaydı" ifadelerini kullandı.
Bu yeni sürecin terörsüz Türkiye süreci olduğunu belirten Yayman, "Cumhuriyetimizin 100. yılında kardeşlik, birlik, beraberlik ve Türkiye'nin terörden arındırılması sürecidir. DEM Parti siyasetinin terörün vesayetinden, PKK vesayetinden kurtarılması sürecidir" dedi.
Bahçeli'nin "Öcalan" çağrısının ezberleri bozan, duvarları yıkan bir açıklama olduğunu aktaran Yayman, "Ömrünü Türk milliyetçiliğine adamış ve bütün siyasi hayatı boyunca PKK terör örgütüne karşı çıkmış bir liderin çıkıp, bu meselede inisiyatif alması çok tarihi önemdedir. Ezberleri bozmuştur ve bütün maskeleri indirmiştir. Herkesin gerçek pozisyonunu ulaştırmıştır. Bir taraftan Öcalan irademizdir diyen Kandil'e ve DEM Parti'ye hodri meydan demiştir. Ve bu noktada Cumhur İttifakı ve Türkiye'de siyaset kurumu olan demokrasiden yana taraf olan ve terörsüz bir siyaseti arzu edenlerin tavrı nettir. DEM Parti'nin PKK ile arasına mesafe koyması ve PKK terör örgütünün silah bırakarak gerçekten artık bu hevesinden vazgeçmesidir. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde biz bunu net olarak göreceğiz. Artık söz sırası, adım atma sırası DEM Parti'dedir. DEM, üzerine düşen tarihsel sorumluluğunun farkındadır. İnanıyoruz ki önümüzdeki günlerde çok daha olumlu haberlerle gündeme gelecektir" açıklamasında bulundu.
2013'deki çözüm süreci hakkında konuşan Yayman, "Öcalan 1999'da Türkiye'ye getirildiğinde 'Tarihsel rolümü oynamaya hazırım' demiştir. Bu tarihsel rolü oynamak için 2013'te çok önemli sözler söylemiştir. Ama o gün hem DEM Parti hem PKK terör örgütü bu tarihi fırsatı değerlendirememiştir, doğru okuma yapamamıştır. Mesele şudur; PKK terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin politikalarına karşı Amerika Birleşik Devletleri'nin politikalarını tercih etmiştir. 2013'te yaşanan süreç budur. PKK terör örgütüne 2013'te Amerika ve İsrail, Suriye'nin kuzeyinde devletçik kurma vaadiyle maalesef süreci sonlandırmışlardır" dedi.
"Devletin kurumları bu dönemde daha realist bir strateji yürütmek suretiyle bu sürecin başarı şansını arttıracaklardır"
Bundan sonraki adımın DEM Parti'de olduğunun altını çizen Yayman, "2013'teki gibi bu sürecin heba edilmemesi çok önemlidir. Ve ben inanıyorum ki devletin kurumları bu dönemde daha realist bir strateji yürütmek suretiyle bu sürecin başarı şansını arttıracaklardır" diye konuştu.
YORUMLAR